Ekstremite kırıklarının teşhisinde ultrasonografi ve konvansiyonel radyografinin karşılaştırılması
Özet
Giriş ve Amaç: Ekstremite yaralanmaları acil servise başvuruların sık nedenleri arasında yer almaktadır. Bunlara bağlı olarak kemik kırıkları ve yumuşak doku bozuklukları meydana gelebilmektedir. Ekstremite kırıkları belirlemede kullanılan direkt grafi ilk sıra görüntüleme yöntemidir, ancak kırıkların teşhisinde ultrasonografinin kullanımıyla ilgili az da olsa çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmayla ekstremite kırığı teşhisinde USG'nin etkinliğini değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Hastanemiz Acil Tıp Kliniği'ne 05.05.2019 - 30.11.2019 tarihleri arasında ekstremite travması ile başvuran, 4 yaş ve üzeri 245 hasta çalışmaya dahil edildi. Ultrasonografi eğitimi almış tek bir acil tıp asistanı tarafından tüm hastaların semptom bölgelerine longitudinal ve transvers düzlemde ultrasonografik görüntüleme yapıldı. Daha sonra hastalara ön-arka, yan ve gerekli ise oblik ekstremite grafileri çekildi. Radyografiler, USG bulguları hakkında herhangi bir bilgisi bulunmayan diğer acil tıp asistanları tarafından yorumlandı. Hastadan sorumlu acil tıp asistanı tarafından yorumlanan direkt grafi altın standart tanı aracı olarak kabul edildi. Araştırma kapsamında elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 23 programında analiz edildi. Bulgular: Araştırmaya yaşları 4 ile 91 arasında değişen, ortalama yaş aralığı 30,76 ± 23,16 olan 143'ü (%58,4) erkek, 102'si (%41,6) kadın olmak üzere toplam 245 hasta dahil edildi. Hastalar yaş gruplarına göre sınıflandırıldığında, 146'sı (%59,6) erişkin grupta ( 18 yaş ve üzeri) yer alırken, 99'u (%40,4) pediatrik grupta (4-18 yaş arası) yer almaktaydı. Başvuruların en sık Mayıs ayında ve çoğunlukla 16:00-23:59 saatleri arasında yapıldığı tespit edildi. Hastalarda travmaya neden olan en sık mekanizma düşme (%52,7) olarak belirlendi. USG'nin ekstremite kırıklarını belirlemedeki duyarlılığı %99,24, seçiciliği %98,25, pozitif öngörülebilirlik değeri %98,48 ve negatif öngörülebilirlik değeri %99,12 olarak bulundu. Çocuklarda üst ekstremitede en sık humerus distal kırıklarına (%34,2) rastlanırken, erişkinlerde en sık radius distal kırıklarına (%36,5) rastlandı. Alt ekstremitede çocuklarda en sık distal fibula kırıkları (%50) gözlenirken, erişkinlerde en sık falanks kırıkları (%29,5) gözlendi. USG sonucuna göre ekleme uzanmadığı tespit edilen 14 kırığın (%12,5), X-Ray görüntüleme sonucuna göre ekleme uzandığı tespit edildi ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p < ,001). USG uygulaması en kısa süren hastada 2, en fazla süren hastada 5 dakika sürdü. X-Ray görüntüleme süresi en kısa süren hastada 5, en fazla süren hastada ise 60 dakika sürdü. Sonuç: Ekstremite travması nedeniyle acil servise başvuran hastalarda yaptığımız bu çalışmada, konvansiyonel radyografi ile karşılaştırıldığında USG'nin kırıkları tanımadaki duyarlılığı ve seçiciliği yüksek bulundu. Acil servislerde kırıkların teşhisinde ultrasonografinin etkin bir tanı aracı olarak kullanılabileceğini, zamandan tasarruf sağlayacağını ve radyasyona duyarlı dokuları olan çocuklar ve hamile kadınlarda gereksiz radyasyon maruziyetini önleyebileceğini düşünmekteyiz. Comparison of Ultrasonography and Conventional Radiography in The Diagnosis of Extremity Fractures Introduction: Limb injuries are among the common reasons admitted to the emergency room. Due to these traumas, bone fractures and soft tissue disorders may occur. Direct X-ray detection is the first traditionally used imaging method, but a few studies have been reported to use of ultrasonography in the diagnosis of fractures. In this study, evaluating the effectiveness of USG in the diagnosis of patients admitted to the emergency department with suspicion of limb fracture was aimed. Material and Method: Between the dates of 05.05.2019 and 30.11.2019, 245 patients aged 4 years and over who admitted to our hospital's Emergency Medicine Clinic with limb trauma were included in the study. Longitudinal and transverse plane ultrasonographic imaging was performed on the symptom areas of all patients by a single emergency medical assistant who was trained in ultrasonography. Later, anterior-posterior, lateral and if necessary oblique extremity radiographs were taken to the patients. Radiographs were interpreted by other emergency medical assistants who did not have any information about USG findings. Direct radiography, interpreted by the emergency medical assistant responsible for the patient, was accepted as the gold standard diagnostic tool. The data, obtained within the scope of the research, were analyzed in SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 23 program. Results: A total of 245 patients, aged between 4 and 91 years, 143 (58.4%) males and 102 (41.6%) females with an average age of 30.76 ± 23.16 were included in the study. The patients were classified according to age groups, 146 (59.6%) were in the adult group (18 years old and above), while 99 (40.4%) were in the pediatric group (4-18 years old). It was determined that the applications were made most frequently in May, between 16:00 and 23:59. The most common cause of trauma mechanism in patients was falling (52.7%). Sensitivity of USG in determining limb fractures is 99.24%, selectivity 98.25%, positive predictability value 98.48% and negative predictability value was found as 99.12%. Humerus distal fractures (34.2%) were most common in children, while radial distal fractures (36.5%) were most common in adults in the upper extremity. Distal fibula fractures (50%) were most common in children in the lower extremity, while phalanx fractures (29.5%) were most common in adults. According to the results of USG, 14 fractures (12.5%), which were not prolonged into the joint space, were found to be extended according to the X-Ray imaging results, and this difference was statistically significant (p <, 001). USG imaging took 2 minutes for the patient with the shortest duration and 5 minutes for the patient with the longest duration. X-Ray imaging time was 5 minutes in the patient with the shortest duration and 60 minutes in the patient with the longest duration. Conclusion: In this study we performed USG's sensitivity and selectivity in diagnosis of fractures in patients admitted to the emergency room due to extremity trauma, was found to be higher than compared with conventional radiography. We consider that ultrasonography can be used as an effective diagnostic tool in the diagnosis of fractures in emergency departments, as well as preventing unnecessary radiation exposure in children and pregnant women with radiation sensitive tissues and this process will save time.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/20.500.12933/103https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=fl0Kw4p1rmMDotyKRdYv1NWezvX7FRbD07V1AYOR22pItMrnIWi6ZxpfOQgvfAnC
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [28]