Topikal epidermal büyüme faktörü(EGF)'nün ratlarda random flep yaşayabilirliğine etkisi
Özet
Amaç: Deri defektlerinin onarımı için tesadüfi eksenli (random) deri flepleri plastik ve rekonstrüktif cerrahide oldukça sık kullanılmaktadır. Belirli bir besleyici damar sistemi bulunmayan random fleplerde en boy oranları kısıtlıdır. Bu durum flep distalinde doku kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle plastik ve rekonstrüktif cerrahinin başlıca araştırma konuları arasında flep sağ kalımının arttırılması bulunmaktadır. Biz çalışmamızda anjiyogenezisi uyarıcı, antienflamatuar ve anti apopitotik etkisi olduğu bilinen EGF kullanarak, ratlarda random fleplerin yaşayabilirliğini arttırma düzeyini incelenmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma, 20 adet rat, her grupta 10 denek olacak şekilde 2 gruba ayrıldı. İlk 10 gün; deney grubunda flep kaldırılacak alana transkutan EGF sürüldü. Kontrol grubunda ise hiç bir işlem yapılmadı. 10.gün her iki grupta sırt bölgesinde 9x3cm'lik kaudal pediküllü random flep kaldırıldı. Tüm flepler translüminasyon yapılarak fotoğraflandı. Deney grubunda kaldırılan flebin alt yüzüne EGF sürüldü. Ardından her iki grupta flepler yerlerine sütürize edildi. Sonraki 10 günde deney grubuna transkutan EGF sürülmeye devam edildi, kontrol grubuna pansuman dışında ek uygulama yapılmadı. Deneyin 20.günü nekroz alanlarının hesaplanması amacıyla fotoğrafları çekildi. Ardından eski flepler tekrar kaldırılıp translüminasyon yapılarak fotoğraflandı. Her flepten proksimalden 3 cm uzaklıktaki 3x1 cm'lik yatay hat boyunca doku örnekleri alındı ve histopatolojik inceleme ile damar sayımı yapıldı. Translüminasyon yapılarak çekilen fotoğraflarda ise 'image j' programı kullanarak damar yoğunluğu hesaplaması yapıldı. Bulgular: Deneyin 10. günü ilk flep kaldırılması aşamasında deney grubunda damar yoğunluğu ölçümü anlamlı derecede fazla bulundu (p=0,045). Fakat 20. günde yapılan damar yoğunluğu ölçümünde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,12). 20. günde alınan biyopsilerde yapılan damar sayımında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,16). Deney sonunda nekroz alan yüzdesinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,65). Sonuç: Çalışmanın 10. gününde verilerin flep sağ kalımı açısından deney grubu lehine olması, sonrasında ise istatistiksel anlamlılığını kaybetmesini 10. günde EGF'nin flep alt yüzeyine de uygulamış olmamıza bağlamaktayız. Zira 20. günde flep kaldırıldığında deney grubunda flep alt yüzeyinde aşırı bir granülasyon dokusu kalınlaşması görüldü. Bu durumun flep beslenmesini olumsuz yönde etkileyecek sonuçlar doğurduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle EGF'nin random fleplerde yaşayabilirliğe etkisinin araştırılması için, EGF'nin flep alt yüzüne uygulanmadan sadece transkutan uygulamayla yeni bir çalışma yapılması uygun olacaktır. Aim: For the repair of skin defects, random axis skin flaps are used frequently in Plastic and Reconstructive Surgery. Aspect ratios are limited in random flaps that do not have a specific feeding vessel system. This situation causes tissue loss in the distal of the flap. Therefore, increasing flap survival is among the main research topics of Plastic and Reconstructive Surgery. In our study, we aimed to investigate the level of increasing the viability of random flaps in rats by using EGF, which is known to have angiogenic, anti-inflammatory and anti-apoptotic effects. Materials and Methods: In the study, 20 rats were divided into 2 groups with 10 rats per group. The first 10 days; in the experimental group, transcutaneous EGF was applied to the area to be flap removed. No procedure was done in the control group. On the 10th day, a 9x3 cm caudal pedicle random flap was removed from the back area in both groups. All flaps were photographed by translumination. EGF was applied to the lower face of the flap removed in the experimental group. Then, flaps were sutured on own place in both groups. In the next 10 days, transcutaneous EGF was continued to be applied to the experimental group, no additional application was applied to the control group other than dressing. On the 20th day of the experiment, photographs were taken to calculate the necrosis areas. Then the same flaps were lifted again and photographed by translumination. Tissue samples were taken along a 3x1 cm horizontal line at a distance of 3 cm from the proximal of pedicle from each flap, and vessel scoring was made by histopathological examination. In the photos taken by translumination, vessel density was calculated using the "image j" program. Results: On the 10th day of the experiment, at the first flap removal phase, the vascular density measurement was found significantly higher in the experimental group (p = 0.045). However, no statistically significant difference was found in the vessel density measurement on the 20th day (p = 0.12). There was no statistically significant difference in the vessel scoring in biopsies taken on the 20th day (p = 0.16). At the end of the experiment, there was no statistically significant difference in the percentage of necrosis area (p = 0.65). Conclusion: We attribute the fact that the data were in favor of the experimental group in terms of flap survival on the 10th day of the study, and then lost its statistical significance to the fact that EGF was also applied to the lower surface of the flap on the 10th day. Because when the flap was lifted on the 20th day, an excessive granulation tissue thickening was observed on the lower surface of the flap in the experimental group. We think that this situation has consequences that will adversely affect flap nutrition. Therefore, in order to investigate the effect of EGF on viability in random flaps, it would be appropriate to conduct a new study with only transcutaneous application without applying EGF on the lower face of the flap.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/20.500.12933/99https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=wf-FPgY-5qjHEzEoOgvMsy_irmse76RLCvzityuqE1a2EB6tbquqNL8GQUTKWbqZ
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [11]