GARTLAND TİP 2 VE 3 PEDİATRİK SUPRAKONDİLER HUMERUS KIRIKLARINDA KIRIK BÖLGESİ HEMATOM BÜYÜKLÜĞÜNÜN KLİNİK SONUÇLARLA İLİŞKİSİ
Abstract
Giriş: Bu çal ışmanın amacı pediatrik suprakondiler humerus k ırıklı (SHK) hastalarda kapalı redüksiyon ve perkütan pinleme (KRPP) veya aç ık redüksiyon (AR) sonrası kırık bölgesinde bulunan hematom büyüklüğünü ultrason (USG) ile saptamak ve hematom miktarının klinik sonuçlar ile ilişkisini araştırmaktır. Gereç ve yöntem: Bu çalışmaya Gartland tip 2, 3 pediatrik SHK sonrası KRPP veya AR ile opere edilen 25 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalarda cerrahi sonrası birinci günde ve taburculuk sonrası 3. hafta kontrollerinde USG ile hematom ölçümü yapıldı. 6. haftadaki son kontrollerde dirsek eklem hareket açıklığı (EHA), kas gücü ve taşıma aç ısı ölçülerek her hasta için Flynn fonksiyonel ve kozmetik skoru ile Mayo dirsek performans skoru (MDPS) hesaplandı. Bulgular: Flynn fonksiyon skoruna göre, cerrahi sonrası birinci gün saptanan ortalama hematom büyüklüğü açısından mükemmel ve orta sonuç grupları arasında anlamlı fark olduğu (p=0,001), Flynn kozmetik skoruna göre ise gruplar arasında erken veya 3. hafta saptanan ortalama hematom büyüklüğü açısından anlamlı fark olmadığı belirlendi. MDPS’ na göre hem Flynn fonksiyonel iyi ve orta (p=0,02) gruplar, hem de mükemmel ve orta gruplar arasında (p=0,006) anlamlı fark olduğu gözlendi. Ayrıca, Flynn kozmetik skoru mükemmel ve orta grup arasında MPDS aç ısından anlamlı fark oldu ğu saptandı (p=0,004). AR yap ılan hastalarda KRPP yapılan hastalara göre birinci gün ortalama hematom boyutu anlamlı olarak daha fazla iken (p=0,045) üçüncü hafta ortalama hematom boyutunda anlamlı fark saptanmadı (p=0,204). Sonuç: Bu çal ışma, pediatrik SHK’ nda KRPP veya AR sonrası kırık bölgesinde özellikle cerrahiden hemen sonra saptanan hematomun fonksiyonel sonuçları etkileyebileceğini göstermektedir. Dolayısıyla yazarlar pediatrik SHK tedavisinde daha iyi klinik sonuçlar için dirsek çevresi yumuşak doku hasarı yanında kırık bölgesi rezidüel hematom miktarının da göz önünde bulundurulmasının faydalı olabileceğini düşünmektedirler.
