Erişkin hastalara ait kemik iliği biyopsi materyallerinin biyopsi endikasyonları ve ön tanıları ile histopatolojik bulgularının ve histopatolojik tanılarının karşılaştırılması

Abstract

Amaç:Erişkin hastalara ait kemik iliği biyopsilerinde hastaların demografik özellikleri, klinik ön tanı, biyopsi endikasyonu ile histopatolojik bulguların ve nihai histopatolojik tanının değerlendirilmesini yaparak klinikopatolojik uyumu ve bunun sonucunda hem klinisyenlere hem patologlara kemik iliği biyopsi yapımında ve değerlendirilmesinde yol haritası çizmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 01. 01. 2017-31. 12. 2021 tarihleri arasında Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıbbi Patoloji Laboratuvarına, İç Hastalıklar Hematoloji Bölümünden gönderilen 900 vakaya ait kemik iliği biyopsi materyallerinin arşivimizde bulunan raporları retrospektif olarak incelendi. 18 adet yetersiz kemik iliği materyali ve 184 adet tedavi yanıtı ön tanısıyla gönderilen takip vakaları çalışma dışında bırakıldı. Çalışmaya 698 vaka dahil edildi. Elde edilen istatistiksel değerlendirme sonuçları ve analiz için SPSS v26 programı kullanılıp p<0,05 düzeyi anlamlı kabul edilmiştir. Klinikopatolojik uyum için McNemar testi uygulandı. Bulgular: Hastalarda kemik iliği biyopsisi için en sık görülen endikasyon lenfoma olup cinsiyete göre dağılımına bakıldığında kadınlarda en sık endikasyon pansitopeni, erkelerde ise lenfoma oldu. Klinik tarafından en sık sorulan ön tanı her iki cinste de myelomdur. Tanı açısından değerlendirme yapıldığında hem kadında hem erkekte en sık normoselüler kemik iliği tanısı olduğu görüldü. Normoselüler kemik iliği ve hiposelüler kemik iliği tanısı alan hastalarda histopatolojik olarak sıklıklaek bir patolojik bulgu ve spesifik tanı saptamadık. Hiperselüler kemik iliği tanısı alan hastalarda histopatolojik spesifik tanı en sık kronik miyeloproliferatif hastalıklar ile uyumlu bulgular olduğu görüldü. Pansitopeni ve bisitopeni endikasyonu ile gelen, ön tanı verilemeyen hastaların en sık hiperselüler kemik iliği tanısı aldığı görüldü. Klinik ön tanı ve histopatolojik bulgu açısından uyum değerlendirildiğinde kronik lenfositik lösemi/küçük lenfositik lenfoma, mantle hücreli lenfoma, marjinal zon lenfoma, lenfoplazmositik lenfoma, aplastik anemi ve miyelofibrozis tanılarında uyum olduğu tespit edildi. Sonuç: Çalışmamızda en sık verilen tanıların nonneoplastik olduğu görüldü. En sık görülen endikasyon olan lenfomanın ön tanı ve tanı uyumu açısından anlamlı olduğu görüldü ve bu nedenle lenfoma evrelemesi için kemik iliği biyopsi işlemi rutin haline getirilebilir. Bisitopeni ve pansitopeni endikasyonu ile gelen hastalarda önceden tanısı olmayan karsinom infiltrasyonu tanısı verilen hastalar oldu. Pansitopeni endikasyonu ile gelen ön tanı verilemeyen hastalarda otoimmün hastalıklar, kronik karaciğer hastalıkları gibi etkenler pansitopeninin nedeni olabilir,bu hastalara sistemik tarama yapılması gereklidir. Önceden solid tümör tanısı olan hastalarda histopatolojik olarak atipik plazma hücreleri görüldü, bu durum kemoterapi ve radyoterapi etkisi olabilir. Çalışmamızdan elde ettiğimiz sonuçlar literatürdeki verileri genişletecek ve bu konudaki araştırmalara ışık tutacak niteliktedir. Anahtar kelimeler: Kemik İliği Biyopsisi, Endikasyon, Histopatolojik Bulgular, Tanı, Ön Tanı

Objective: In bone marrow biopsies of adult patients, we aimed to evaluate the demographic characteristics of the patients, clinical preliminary diagnosis, biopsy indication, histopathological findings and final histopathological diagnosis, and as a result, to draw a road map for clinicians and pathologists in the production and evaluation of bone marrow biopsy. Material and Method: In our study, the reports of bone marrow biopsy materials of 900 cases sent to Afyonkarahisar Health Sciences University Medical Pathology Laboratory from the Department of Internal Diseases Hematology between 01. 01. 2017 and 31. 12. 2021 in our archive were retrospectively analyzed. 18 follow-up cases sent with the prediagnosis of insufficient bone marrow material and 184 cases of treatment response were excluded from the study. 698 cases were included in the study. SPSS v26 program was used for statistical evaluation results and analysis, and p<0. 05 level was considered significant. McNemar test was used for clinicopathological agreement. Results: Lymphoma is the most common indication for bone marrow biopsy in patients, and the most common indication was pancytopenia in women, and lymphoma in men. The most frequently asked preliminary diagnosis by the clinic was myeloma, and when the distribution by gender was examined, it was myeloma for both men and women. When evaluated in terms of diagnosis; it was seen that the most common diagnosis was normocellular bone marrow, and when the distribution according to gender was examined, normocellular bone marrow was diagnosed for both men and women. The most common pathological finding was not observed histopathologically in patients diagnosed with normocellular bone marrow and hypocellular bone marrow. Histopathologically, the most common findings consistent with chronic myeloproliferative diseases were seen in patients diagnosed with hypercellular bone marrow. It was observed that the most common diagnosis of hypercellular bone marrow was in the patients who presented with the indication of pancytopenia and bicytopenia and without a preliminary diagnosis. When the agreement was evaluated in terms of clinical prediagnosis and histopathological findings, it was found that there was agreement in the diagnoses of chronic lymphocytic leukemia/small lymphocytic lymphoma, mantle cell lymphoma, marginal zone lymphoma, lymphoplasmocytic lymphoma, aplastic anemia and myelofibrosis. Conclusion:In our study, it was seen that the most common diagnoses were nonneoplastic. Lymphoma, which is the most common indication, was found to be significant in terms of pre-diagnosis and diagnostic compliance, and therefore, bone marrow biopsy can be routinely performed for lymphoma staging. There were patients who were admitted with the indication of bicytopenia and pancytopenia, who were diagnosed with carcinoma infiltration without a previous diagnosis. Factors such as autoimmune diseases and chronic liver diseases may be the cause of pancytopenia in patients with an indication of pancytopenia and a preliminary diagnosis cannot be made, and systemic screening is required for these patients. Histopathologically atypical plasma cells were seen in patients with a previous diagnosis of solid tumor, which may be due to the effect of chemotherapy and radiotherapy. The results of our study will expand the data in the literature and shed light on research on this subject. Keywords:Bone Marrow Biopsy, Indication, Histopathological Findings, Diagnosis, Pre-diagnosis